Venüs Gezegeni
15 Temmuz 2024

Venüs Gezegeni

Güneş'e en yakın ikinci gezegen olan Venüs, Güneş ile Merkür arasındaki uzaklığın iki katından daha fazladır. Buna rağmen, Venüs'ün yüzeyi Merkür'ün yüzeyinden daha sıcaktır. Yılın belirli dönemlerinde, Güneş doğmadan hemen önce ya da battıktan sonra çıplak gözle rahatlıkla görülebilir. Pek çok kişi, ona sabah ya da akşam yıldızı demektedir. Yörüngesinde dolanırken, Dünya'ya en yakın konumuna geldiğinde, Güneş ve Ay'dan sonra gökyüzündeki en parlak cisimdir. Venüs, iç gezegen olduğundan, Dünya'dan teleskopla bakıldığında, Ay gibi evreler gösterir. Kütle, yoğunluk, atmosferin varlığı ve Güneş'e yakınlığı bakımından Dünya'nın benzeri, hatta ikiz kardeşi olarak nitelendirilebilir.

Venüs'ün Hareketi

Venüs'ün kendi ekseni etrafında dönme hareketi oldukça ilginçtir. Çünkü hareketi hem çok yavaş hem de ters yöndedir. Bir Venüs günü 243 Dünya günüdür. Bu süre, Venüs yılından biraz daha uzundur. Eğer Venüs'te olsaydınız, Güneş'in batıdan doğup, doğudan battığını ve gökyüzünde çok yavaş ilerlediğini görürdünüz. Aynı zamanda Venüs'ün dönme hareketi ve yörünge periyodu sanki aynı tarihe tesadüf ediyormuş gibi, Venüs ve Dünya birbirlerine en yakın olduğu anda, Venüs daima aynı yüzünü göstermektedir.

Venüs'ün Atmosferi

Venüs atmosferinin yüzeydeki basıncı, 90 atmosferdir. Bu basınç, Dünya'daki bir okyanusun 1 km derinliğindeki basınçla hemen hemen aynıdır. Venüs'ün atmosferi, daha çok karbondioksitten (CO2) oluşmuştur. Burada, birkaç kilometre kalınlığındaki çeşitli bulut katmanları, sülfürik asitten (H2SO4) meydana gelmiştir. Bu bulutlar, gezegenin yüzeyini tamamen görmemizi engellemektedir. Bu yoğun atmosfer, bir sera etkisi oluşturarak, Venüs yüzeyinin sıcaklığını 127 ºC'den 447 ºC'ye çıkarmaktadır. Bu sıcaklık kurşunu eritecek seviyededir.

Bulutların tepelerinde güçlü rüzgâr akımları olmasına rağmen, yüzeydeki rüzgârlar saatte birkaç kilometreden fazla değildir. Bunun nedeni, Dünya'da iklim koşullarını dengede tutan döngülerin Venüs'te bulunmayışıdır. Güneş'e yakın olan bu komşumuzda, atmosferik süreçler hep tek yönlüdür. Dünya, Güneş'e biraz daha yakın olsaydı, Venüs ile aynı kaderi paylaşabilirdi.

Venüs'ün Görüntülenmesi

1962 yılından bugüne kadar, Venüs'e giderek resimlerini çeken, yüzeyini tarayan, yapısını tahlil eden ve hatta yüzeyine inen 26 robot uzay aracı, gezegen hakkında bize önemli bilgi sağlamıştır. Uzun bir süre, Venüs'ü perdeleyen bulutlar, yüzeyin yeterince gözlemlenmesini engellemiştir. Magellan uzay aracı, bu durumu tamamen değiştirmiştir. 1990-1994 yılları arasında, bulut örtüsünü delip geçen radar sinyalleriyle, gezegenin tüm yüzeyi, yüksek çözünürlükte görüntülenmiştir. Elde edilen görüntüler, geçmişe ait muazzam yanardağ patlamalarını ortaya çıkarırken, halen volkanik aktivitelerin de devam ettiğini göstermiştir.

Venüs'te Küresel İklim Değişikliği

Venüs'ün jeolojik geçmişinin incelenmesine paralel olarak, ayrıntılı bilgisayar simülasyonlarıyla, gezegen ikliminin son bir milyar yıllık tarihi, yeniden oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda, araştırmacılar, Venüs'te yoğun volkanik etkinliğin, büyük oranda iklim değişikliklerine yol açtığını görmüşlerdir. Venüs'teki iklim, Dünya'dakine benzese de başka hiçbir gezegende görülmediği kadar, karmaşık ve değişkendir.

Dünya ve Venüs, jeolojik ve atmosferik süreçlerin dinamik etkileşimleriyle yönetilen iklimlere sahiptir. Dünya'dakine benzer kuvvetlerin, Venüs'te böylesine farklı sonuçlara yol açması, şaşırtıcıdır. Bu gezegen üzerinde yürütülen araştırmalar, iklim konusunda, bilim adamlarına, bazı önemli soruları yanıtlamak için yeni olanaklar sağladı. Örneğin, Dünya'nın iklimi çok mu özel? Gezegenimizin ikliminin, kararlılığını bozmak için, insanoğlu ne kadar da çok çabalamaktadır.

Günümüzde insanlık, hâkimiyet ve güç hırsıyla, giderek ürettiği atıklarının, Dünya iklimindeki etkileri dolayısıyla, kontrolsüz büyük bir deney yaşamaktadır. Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin, iklim -atmosfer olayları ve akıbetleri, insan kaynaklı tahribatın, Dünya iklimini nereye götüreceği konusunda elbette bizleri aydınlatmalıdır.

Dünya atmosferindeki ozon deliği, önemli bir konu haline gelmeden önce, bilim adamları, Venüs'ün üst atmosferinin, gizemli fotokimyasının sırlarını çözmeye çalışmaktaydı. Sonunda vardıkları sonuç şuydu: Klor gazı, Venüs'ün bulutlarının üstündeki serbest oksijen düzeyini azaltmaktadır. Venüs'teki bu sürecin aydınlatılması, Dünya'da da benzer bir sürece ışık tutmuştur. İnsanoğlunun üretim anlayışı ve kazanma hırsıyla ortaya çıkan klor fazlalığı, stratosferdeki ozon tabakasını yok etmektedir.

Venüs'ün Yüzeyi ve Kraterler

Venüs'te, muhtemelen sınırlı bir bilginin ötesinde, levha tektoniği konusunda bir kanıt yoktur. Gezegenin, en azından yakın geçmişinde, geniş bazaltik lav ovalarının püskürmesiyle ve daha sonra da bunların üzerinde yanardağların oluşmasıyla, ısı transferi gerçekleşmiş görünüyor.

Magellan aracının yaptığı araştırmanın en çarpıcı bulgularından birisi, gezegende çarpma kraterlerinin az olmasıdır. Çapı bir kilometreye kadar olan ve gezegene çarpması halinde, 15 kilometre genişliğinde kraterler açabilecek meteoridler, Venüs'ün atmosferini delip geçememektedir. Ama işin ilginç yanı, daha büyük çaplı kraterlerin de son derece az olmasıdır. İç Güneş Sistemindeki asteroid ve kuyruklu yıldızların gözlenen bolluğu ve Ay yüzeyindeki kraterlerin sayısı, Venüs'e çarpacak göktaşları konusunda bir fikir vermektedir. Bu ise her bir milyon yıl için 1,2 krater olarak düşünülmektedir. Magellan ise gezegen düzeyine rasgele dağılmış, yalnızca 963 krater sayabilmiştir. Bunun anlamı ise gezegenin ilk 3,7 milyar yıllık tarihine ait kraterlerin, bir biçimde örtülmüş olmasıdır.

Krater azlığı, Dünya için de geçerli bir olgudur. Kendi gezegenimizde, eski kraterler rüzgâr ve su tarafından aşındırılmaktadır. Venüs'ün yüzeyi, suyu bulunduracak sıcaklığın kat kat üzerindedir. Gezegenin yüzeyindeki rüzgâr hızı da oldukça düşüktür. Erozyon da olmadığından, kraterleri aşındıracak ve sonunda tümüyle silecek süreçlerden, sadece volkanik ve tektonik etkinlikler kalmaktadır. Venüs'teki kraterlerin büyük çoğunluğu, taze görünmektedir. Venüs'te daha çok keskin olmayan, inişli çıkışlı yüzeyler ve aynı zamanda çeşitli geniş çukurlar vardır.

Venera 8 uzay aracı, gama ışını tayfıyla, Venüs kayalarında doğal radyoaktivite ölçümü yaptı ve uranyum, toryum ve potasyum oranının, Dünya kabuğundaki volkanik kayalardakiyle aynı oranda olduğu görüldü. Vega 2'den atılan modül Aphrodite bölgesinde, Dünya'da ender bulunan kaya parçaları bulmuştur. Bu tür parçalar, Ay ve Mars'ın daha yaşlı bölgelerinde bulunmaktadır. Bunların yaşları, 3,8 ile 4,6 milyar yıl arasında belirlenmiştir.

Venüs'ün yavaş dönmesinden dolayı, Güneş rüzgarlarını engelleyen, güçlü bir manyetik alanı, muhtemelen yoktur.

Çikolata Kabuk ve Jeolojik Yapı

Venüs'ün yüzeyini biçimlendiren önemli bir unsur volkanik etkinliktir. Buna karşın, bazı garip jeolojik oluşumlar, Venüs'ün ikliminin, köklü bir biçimde değiştiğine işaret etmektedir. Bunların başında, su tarafından oyulmuş izlenimi veren bazı çizgiler gelmektedir. Bunlar, 7000 kilometreyi bulan uzunluklarıyla, Dünya'da kıvrılıp giden ırmakları ve sel ovalarını hatırlatmaktadır. Bu çizgilerin çoğu, ırmak deltasını andıran boşalma kanallarıyla noktalanmaktadır.

Ne var ki çevrenin olağanüstü kuruluğu, bu yarıkların su tarafından kazılmış olmasını olanaksız kılmaktadır. Muhtemelen bu işin sorumlusu, kalsiyum karbonat, kalsiyum sülfat ya da başka bazı tuzlardır. Gerçekten de eski Sovyetler Birliği'nin Venüs yüzeyine indirdiği Venera uzay araçları, yüzey kayalarının %7-10 oranında kalsiyum minerallerinden (kuşkusuz karbonat biçiminde) ve %1-5 oranında da sülfatlardan oluştuğunu belirlediler. Bu tuzlarla yüklü lavlarsa, ancak Venüs'ün bugünkü yüzey sıcaklığının yüzlerce derece üzerindeki sıcaklıklarda erimektedir.

Venüs yüzeyinin yüzlerce metreyle birkaç kilometre arasındaki derinliklerinde, Dünya'daki yeraltı su gölleri gibi, erimiş karbonatit (tuzlu) magmanın muazzam rezervler halinde bulunduğu, bilim adamlarınca öne sürülmektedir.

Venüs'teki platolar, litosferin, yani gezegenin kabuk ve mantosunun üst kesimlerinden oluşan sert dış iskeletinin bir uzantısıdır. Araştırmacılar, bu süreci, üzeri çikolata kaplı bir karamelanın çekilip uzatılmasına benzetmektedirler. İçerideki yumuşak kütle esnedikçe, üzerindeki ince ve kırılgan kabuk buruşmaktadır. Bugün ise litosferin kırılgan dış kısmı, buruşmaya elvermeyecek ölçüde kalınlaşmış durumdadır.

Garip oluşumlardan sonuncusu ise tüm gezegeni kaplayan çatlak ve buruşukluklardır. Bu oluşumlardan en azından bazıları, özellikle de buruşuk sırtlar diye adlandırılan oluşumlar, muhtemelen küresel çapta bir iklim değişiklikleriyle ilişkilidir.

Yüzey sıcaklığında, 100°C düzeyinde bir oynamanın, litosferde yaratacağı basıncın 1000 bar olacağı araştırmacılar tarafından hesaplanmıştır. Bu basınç Dünya'da sıradağların oluşmasını sağlayan basınca eşdeğerdir ve bu basınç, Venüs'ün yüzeyini deforme etmek için yeterlidir.

Venüs'ün 'Sera Gazları' ve Isınma

Venüs'ün alışılmadık yapısı ve yaşama düşman koşulları, atmosferinin yapısıyla da yakından ilgili görünmektedir. Su buharı, çok küçük ölçeklerde bulunsa da karbondioksitin zapt edemediği dalga boylarında, morötesi ışınımı soğurmaktadır. Kükürtdioksit (SO2) ve öteki kükürt gazlarıysa, aynı ışınımın daha başka dalga boylarını yakalamaktadır. Tüm bu sera gazlarının, bir arada etkileri, Venüs atmosferini, Güneş ışınlarına geçirgen, ama geri dönen ısı ışınımına kapalı hale getirmektedirler.

Sonuçta yüzey sıcaklığı, atmosfer olmaksızın alacağı değerin, üç katına yükselmektedir. Gerçekte sera etkisinin, yüzey sıcaklığında yol açtığı artış, yalnızca %15 dolayında olmalıdır. Şayet yanardağ lavları, Venüs'ün yüzeyini 800 milyon yıl önce yeniden kapladılarsa, kısa bir süre içinde atmosfere çok yoğun ölçeklerde sera gazları atmış olmaları gerekir. Bu yoğun volkanik dönemde, gezegen yüzeyi, 1-10 kilometre yüksekliğinde bir lav tabakası ile örtülmüş olmalıdır.

Bu durumda, atmosferdeki karbondioksit miktarında fazla bir oynama gerçekleşmiş olamaz. Çünkü zaten bu gaz, atmosferde çok yoğun miktarlarda bulunmaktaydı. Ancak atmosferdeki su buharı 10; kükürtdioksit de 100 kat artmış olmalıdır. Su buharı ve kükürt, büyük miktarlara erişince, sera etkisini güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda bulutları da kalınlaştırmaktadır. Bulutlar ise Güneş ışınlarını, uzaya geri yansıtıp gezegenin soğumasını sağlamaktadırlar. İşte bu zıt etkileşimlerden dolayı, su buharı ve kükürtdioksitin iklim üzerindeki net etkisini saptamak güçtür. Isınma ve soğuma arasındaki savaşı önce bulutlar kazanmış ve Venüs'

Sizden Gelen Sorular / Yorumlar

soru

Tecer

12 Temmuz 2024 Cuma

Venüs’ün yüzey sıcaklığının Merkür’den daha yüksek olduğunu duyduğumda çok şaşırdım. Acaba bu yoğun atmosferin sera etkisiyle mi alakalı? Venüs’ün atmosferindeki basıncın, Dünya’daki bir okyanusun 1 km derinliğindeki basınca eşit olduğunu okuyunca, bu kadar yoğun bir atmosferin gezegenin yüzey sıcaklığını nasıl bu kadar artırdığını daha iyi anladım. Venüs’ün volkanik aktivitelerinin iklim değişiklikleri üzerindeki etkisi nasıl bu kadar büyük olabilir? Ve bu yoğun atmosferin, Dünya’daki iklim değişiklikleri hakkında bize ne gibi ipuçları verebilir?

Cevap yaz
1. Cevap
cevap

Admin

Merhaba Tecer,

Venüs'ün yüzey sıcaklığının Merkür'den daha yüksek olması gerçekten şaşırtıcı gelebilir, ancak dediğiniz gibi, bu büyük ölçüde Venüs'ün yoğun atmosferinin sera etkisiyle ilgilidir. Venüs'ün atmosferi çoğunlukla karbondioksitten oluşur ve bu gaz, ısıyı hapsederek gezegenin yüzey sıcaklığını aşırı derecede artırır. Bu durum, sera etkisinin ekstrem bir örneğidir.

Venüs’ün atmosferindeki basıncın, Dünya’daki bir okyanusun 1 km derinliğindeki basınca eşit olması, atmosferin ne kadar yoğun olduğunun bir göstergesidir. Bu yoğun atmosfer, güneş ışınlarını içeri alır, fakat yüzeyden geri yansıyan ısıyı dışarı çıkmasına izin vermez. Bu nedenle, Venüs'ün yüzeyi sürekli olarak ısınır.

Volkanik aktivitelerin iklim değişiklikleri üzerindeki etkisi ise oldukça büyüktür. Venüs’teki aktif volkanlar, atmosfere sürekli olarak büyük miktarda gaz ve partikül salarlar. Bu gazlar ve partiküller, atmosferin kimyasal bileşiminde değişikliklere neden olarak sera etkisini daha da artırabilir.

Venüs’ün yoğun atmosferi, Dünya’daki iklim değişiklikleri konusunda bize önemli ipuçları verebilir. Örneğin, atmosferdeki karbondioksit seviyelerinin kontrolsüz bir şekilde artması durumunda, Dünya’nın da Venüs benzeri bir sera etkisiyle karşı karşıya kalabileceğini gösterir. Bu da, iklim değişikliğiyle mücadelede sera gazı emisyonlarını kontrol altına almanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurgular.

Umarım bu bilgiler sorularınıza yanıt olmuştur. Başka sorularınız olursa memnuniyetle yanıtlarım.

Selamlar,

Soru Sor / Yorum Yap

şifre

Çok Okunanlar

Neptün Gezegeninin Özellikleri

Neptün Gezegeninin Özellikleri

Plüton Gezegeninin Özellikleri

Plüton Gezegeninin Özellikleri

Popüler İçerikler

Uranüs Gezegeni

Uranüs Gezegeni

Merkür Gezegeni

Merkür Gezegeni

Satürn Gezegeni

Satürn Gezegeni

Editörün Seçtiği

Gezegenler

Gezegenler

İlginizi Çekebilir

Mars Gezegeni

Mars Gezegeni

Haber Bülteni

Popüler İçerik

Dünya Gezegeni

Dünya Gezegeni

Sirius Gezegeninin Özellikleri

Sirius Gezegeninin Özellikleri

Kuyruklu Yıldız Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?

Kuyruklu Yıldız Özellikleri ve Faydaları Nelerdir?

Jüpiter Gezegeninin Özellikleri

Jüpiter Gezegeninin Özellikleri

Venüs Gezegeni

Venüs Gezegeni